Aslında bugün bir kitap tanıtımı yapacağım, kitap 1967 yılında yazılmış, daha sonra 1988 yılında ilk bölüme dokunmamak kaydıyla ikinci bir bölüm eklenmiş. Yazar 1988’de “zaman beni doğruladı” diyor sadece. İmajın her şey olduğu, her şeyin gösterinin bir parçası olduğu dünyamızla ilgili çok güzel tespitlerde bulunuyor. Öncelikli olarak kitap felsefe ve sosyoloji sevenler için tavsiye edilebilir, dili bu yüzden ağır. Ancak Şero’nun bir genelgeye adı yazılabiliyorsa bu kitabı okumak gerekir diye düşünüyorum. Tabiki sadece CHP açısından değil diğer partiler de gösterinin bir parçası; liderler, seçmenler, kampanyalar vs. En başarılı lider gösteriyi en iyi sunan lider aynı zamanda. Sadece bunlar mı? Tüm toplum gösteride yer alıyor. Gösteriye karşı çıkmak bile bir gösteri eşliğinde oluyor. Yardım toplama kampanyaları ilanen yapılıyor mesela, kim ne kadar para vermiş alt yazıdan okunabiliyor. Her alanda ünlü kişiler idolleştirilip örnek gösterilebiliyor. Yolda yürüyen sıradan vatandaş bu idollerin kötü kopyalarına dönüşüyor.
Aşağıda kitaptan alıntıladığım cümleleri kendime göre bir düzen içinde yazdım. Her cümle kitabın farklı sayfalarından ve sayfa sırasına göre ilerlemiyor.
Debord, Guy, Gösteri Toplumu, Dördüncü Basım (İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2012)
[Gösteri öncelikle ideolojidir; çünkü kendi bütünlüğü içinde, bütün ideolojik sistemlerin özünü sergiler ve gösterir. Temel ihtiyaçların karşılanması yerini sahte ihtiyaçların icadına bırakır. Niteliğin niceliğe dönüşmesi, araçların amaçlaşmasıdır. “Görünen şey iyidir, iyi olan şey görünür.” der, başka bir şey demez. Gösteride büyüleyici olan nesne, tüketicisinin ve bütün diğer tüketicilerin evine girer girmez bayağılaşır, her özel ürün sırası geldiğinde, törensel bir şekilde, kesinlikle eşi benzeri bulunmayan şey diye tanıtılır. Reklamın her yeni yalanı aynı zamanda bir önceki yalanın ikrarıdır. Gösteri üç gün boyunca bir şeyden bahsetmediği zaman o şey hiç var olmamış gibidir.
Sistemin temsilcisi olan hayranlık duyulan insanlar neyseler o olmadıkları için meşhurdurlar. Ünlü kişi olmanın koşulu görünüşte yaşanmış olanda uzmanlaşmaktır; ünlü kişi fiilen yaşanmış olan üretken uzmanlıklardaki parçalanmayı telafi etmek zorunda olan derinliksiz ve görünür yaşamla özdeşleşme nesnesidir. Herkes bu mutlak ünlüyle, ya olağanüstü bir şekilde özdeşleşmeli ya da yok olmalıdır. Tuhaf gündelik kaderine edilgen bir şekilde boyun eğen bir kimse, büyülü tekniklere başvurarak bu kadere aldatıcı bir şekilde tepki gösteren bir deliliğe doğru itilir. Metaların tanınması ve tüketilmesi, karşılıksız bir iletişime gösterilen bu sahte karşılığın can damarıdır.
Gündelik tüketim haline getirilen en temel ürün tarihtir. İnsanlar babalarından çok yaşadıkları zamana benzerler. Bütün gezegen üzerinde aynı gün olarak görünen şey, soyut eşit parçalara bölünmüş olan iktisadi üretim zamanıdır. Gündüz ve gece, çalışma ve hafta sonu tatili, tatil dönemlerinin tekerrürüdür. Birleşik ve geri dönüşsüz zaman, dünya pazarının ve bunun doğal sonucu olarakta dünya çapındaki gösterinin zamanıdır. Geri dönüşsüz zamanın zaferi, aynı zamanda şeylerin zamanına doğru değişimdirde. Tarihin ve hafızanın felce uğramasının, tarihsel zaman temeli üzerinde kurulu olan tarihin terk edilmesinin mevcut toplumsal örgütlenmesi olan gösteri, zamanın yanlış bilincidir. Tarih hakkında akıl yürütme, iktidar hakkında akıl yürütmekten ayrı düşünülemez. Tarihin özel mülkiyetini miti koruyarak ellerinde tutan efendiler her iktidarı başlangıçtan itibaren gizleyen mitsel düzeni oluşturmuştur.
Faşizm kapitalist düzeni korumadaki en pahalı yol olduğu için sahneyi genellikle kapitalist devletlere bırakır. Bürokrasi kapitalizmin fakir akrabasıdır.
Şehircilik, kapitalizmin doğal ve insani çevreyi ele geçirmesidir. Sisteme dâhil olmak, tecrit edilmiş bireylerin, birlikte tecrit edilmiş bireyler olarak yeniden ele geçirilmesini gerektirir. Kent gösterisi müze haline getirilmiş mahallelere ihtiyaç duyarken, otomobil gösterisi eski kentleri yıkıp geçen mükemmel bir ulaşım ağı ister. Ekonomi dünyayı değiştirir ama onu ekonomi dünyası haline getirir.
Devam etmesi gereken sadece sistemdir, sorumsuz bir egemenlik statüsüne ulaşmış olan otokratik pazar ekonomisinin hükümranlığı ve bu hükümranlığa eşlik eden yeni hükmetme tekniklerinin tamamı. Toplum, şu beş temel özelliğin birleşik etkisiyle nitelenir: Kesintisiz teknolojik yenilenme; devletin ve ekonominin iç içe girmesi; gizliliğin yaygınlaşması; tepki görmeyen yalanlar; ebedi bir şimdiki zaman.
Gerçek anlamda altüst edilmiş bir dünyada doğru, bir yanlışlık anıdır.]