17 Aralık operasyonu öncesinde “dershane” tartışmaları sürerken, parti ile yollarını ayıracağını belli eden Kütahya Milletvekili İdris Bal geçtiğimiz hafta içinde Demokratik Gelişim Partisi’ni kurdu ve tanıtım toplantısını yaptı. İlk açıklamasında, "Tren kalkmıştır, bu tren farklı duraklarda duracaktır. Tüm cesur insanları, sağcısıyla solcusuyla demokrasiye inanan insanları, yalan iftira karşısında ben de varım diyen insanları, delikanlıları, cesur hanımefendileri, beyefendileri aramıza, buraya davet ediyoruz" dedi. 30 Kasım’da AK Parti’den istifa ederken ise, “Birileri irademizi ipotek altına koyacağımızı zannetmiş” demişti. Kurucular arasında olan Fevzi Bubilik Bundan 12 saat sonra istifa ettiğini açıkladı. İlk toplantıda kendisine fitneci dendiği, İdris Bal’ın gücünün yetmediği işler olduğu ve demokratik bir ortam olmadığı gibi gerekçelerle istifa ettiğini açıklamış Fevzi Bubilik.
Şimdi İdris Bal’a sormak lazım: gücünün yetmediği işler var mı gerçekten? İlk günden demokratik olmamakla suçlanmak nasıl bir his? İnsanları fişlerken fitneci veya değil diye mi fişliyorsunuz? Her ne kadar partiyi kurarken Fetullah Gülen ile görüşmediğini söylese de en azından Fetullah Gülen’in işaret ettiği hususları bundan sonra dikkate alacak mısınız? Biliyoruz ki kimse kimsenin iradesine ipotek koyamaz, ama şunu da biliyoruz ki birileri kendi iradesi ile o iradeyi birilerine teslim edebilir. Cemaat denilen gönüllüler hareketi öncelikli olarak iradelerinizin Fetullah Gülen’e teslim edilmesini gerektirmiyor mu? Demokrasi adına bir şey yapmak istiyormuş gibi yapıp hocanızın isteklerini yapmak için bir çatı oluşturmak değil mi amaç? Demokrasi kavramını kullanırken, eleştirdiğiniz R.T.Erdoğan’dan ne farkınız olduğunu da açıklarsanız seviniriz.
Air Gitar yarışmasında olduğu gibi; 17-25 Aralık operasyonları (söylenenlerde haklılık payı olmasına rağmen yapılan iş bir operasyondu) birinci aşamaydı. Kendi hazırladıkları senaryo ile polis ve yargı eliyle bir operasyon yapmaya çalışan cemaat başarılı olamadı. Eğer başarılı olsaydı bugünkü günah keçimiz R.T.Erdoğan ve arkadaşları olacaktı; bütün yolsuzluklar, terör ve bilumum kötülüklerin kaynağı sayılacak ve muhtemelen yargılanacaklardı. Ama olmadı, yargı ve polis teşkilatında binlerce memurun yeri değiştirildi, bir kısmı da yargılanıyor. İkinci kısım başladı, cemaat rakipleri tarafından belirlenen parça ile yarışmaya başladı. Demokratik zemin içinde AK Parti’yi iktidardan etmeye çalışacaklar bu sefer (demokratik algılar tartışılabilir ama kavramın kullanılması adetten) ama ilk günden fire verdiler.
DGP önümüzdeki seçimlere katılabilirler mi belli olmaz ama her söylemlerinin hocaya atfedileceği şimdiden kesin gibi. Üstelik R.T.Erdoğan gibi seçim ustası karşısında işleri oldukça zor. Milletimiz kim daha iyi çalarsa o hayali gitarı oyunu da o partiye veriyor. Kıyafet, dudak hareketleri ve müziğe uyumlu hareketler, oy verirken olmassa olmaz kriterlerdir.