Cumhurbaşkanımızın ifadesi… Üstelik 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarında sarf edildi bu sözler.
Peki bu tartışılabilir mi?
Mesela evrensel olarak kabul görmüş İnsan Hakları varken biz “Türk Tipi” İnsan Haklarından bahsedebilir miyiz?
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 11.maddesi “ hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez” der. Bunun aksini iddia edebilir misiniz? Bunu tartışmaya açabilir misiniz?
Hayır !
Bu topluma “Türk Tipi” Başkanlık sistemini tartıştırabilirsin belki ama kadın haklarını tartıştıramazsın. Türk kadını sana bu keyfiyeti vermez, vermemeli…
Üstelik kadın- erkek eşitsizliğinde 142 ülke arasında 125.sırada olduğumuz şu günler de…
Her on kadından dördünün şiddet gördüğü bir ülkede bunu tartışamayız…
Ülkenin doğusunda yaşayan kadınların %77’si okur yazar değil. Kadının kaç çocuk yapacağına, nasıl giyineceğine, nasıl oy vereceğine babanın, ağabeyin, eşin yani erkeklerin karar verdiği bir ülkede yaşıyoruz.
Sadece geçtiğimiz sene yüz bin kadının şiddete maruz kaldığı bir ülkeden bahsediyoruz. Kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin sıradanlaştığı bir ülke…
Tecavüze uğrayan kadınların tecavüzcüsü ile evlendirildiği, mağdurun aile meclisli tarafından yargılandığı, infazın yaşı küçük oğlan kardeş tarafından yapıldığı bir ülkede burası.
Halihazırda kadın katiline,sırf takım elbise giydiği için iyi hal indirimi veren hakimlerin olduğu bir ülkede, “Türk Tipi” kadın hakkı olabilir mi diye düşünmek bile insanı çileden çıkartıyor.
Hayır, Cumhurbaşkanım… Bu konuyu tartışmaya açamazsın.
Bu gün devlet, kadının emek piyasasından çekilmesi için sistemli bir uğraş vermekte. Kadın mümkünse çalışmasın ,yok ben illaki çalışacağım diyen de evinde çalışsın… İstenen şey bu.
Her şeye rağmen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun