11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da bir araya gelen Avrupa Konseyi ülkeleri tarafından hazırlanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin kısa adıdır İSTANBUL SÖZLEŞMESİ.
Avrupa Konseyi ülkeleri; kadına şiddetin ve ev içi şiddetinin önünün alınamaması üzerine böyle bir düzenleme yapmıştır. Sözleşme İstanbul’da deklare edilmiş ve bu sebeple İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılmıştır. Türkiye sözleşmeyi ilk imzalayan ülkedir.
Sözleşme ile birlikte kadın korunmuştur, ancak tek koruma altına alınan kadın değildir. Aynı evi paylaşan ailevi bağı olan olmayan, evlilik içi , evlilik dışı; tüm bireyler koruma kapsamına alınmıştır. Evde karısının, çocuklarının, kardeşinin yada aynı evi paylaştığı herhangi birinin şiddetine maruz kalan bir erkek de bu sözleşme kapsamında koruma altındadır. Kadın, erkek, çocuk tüm bireyler sözleşme hükümlerine göre şiddetin her türüne karşı korunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereğince insan haklarının düzenlendiği uluslar arası sözleşmeler kanun hükmündedir. Bu sebeple İstanbul Sözleşmesi de kanunla eş değerdir.
Sözleşmenin imzalanmasının ardından 8 MART 2012 tarihinde 6284 sayılı AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN kabul edilmiştir. 6284 sayılı kanunun koruma kapsamı İstanbul Sözleşmesi’ne göre daha dardır. Ancak her geçen gün kanayan yaranın daha da ciddileştiği zamanımızda, 6284 sayılı kanunun değeri çok büyük.
Şiddet mağdurlarının isimlerini saymaktan, olayları takip etmekten yorulduk. Şule Çet’e, Özgecan’a, Nevin’e, Deniz’e, Pınar Gültekin’e ve isimlerini saymaya yüreğimizin dayanmadığı cinayetlere sürekli yenileri ekleniyor. Yaşlı kocası tarafından aç bırakılan ve dövülerek ölüme terk edilen genç bir kadın her ne olursa olsun ölümü hak etmiyor.
Saksıdaki çiçeğin, yol kenarındaki otun, sırtına yükünü almış küçük bir karıncanın can verişi yürek acıtıyorken , insanın katledilmesi kabul edilemez.
Hiçbir sebep bir insanın canının bedeli olamaz. Boşanmak istediği için, yemeği yetiştiremediği için, huzur bulmak istediği için hiçbir kadın katledilemez. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Aldatıldığından şüphelenen eş; direkt boşanma davası açıp kendisine yeni bir hayat kurabilecekken bir hayata son veremez. Bir kadının hayatının katledilmesi her ne sebeple olursa olsun kabul edilemez.
Her güne şiddet olaylarıyla , kadın cinayetleriyle uyandığımız bir coğrafyada İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması kabul edilemez !!! çünkü İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!!!!!
Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyon Üyesi
Av. Tuğba LALE