“Pazartesi sendromu” dedikleri iç sıkıntısına düştüm sanırım. Üzerimde öylesine bir uyuşuklur var.

ATSO (Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Ulusoy, Akhisar Askeri Havaalanı'nın sivil uçuşlara açılmasını istemiş. Bugünkü yazımda havalimanı konusunu işlemek istiyordum.

Döviz aldı başını gidiyor… ABD, Rusya ve öteki dünya ülkeleriyle zik-zak dış politikası izleyen ülkem zor durumda. Bu pazartesi dış politikadan da söz etsem iyi olurdu.

Ancak bunların hiçbirini yapmak istemedim... Sanal alemde sayfama düşen bir yazı tüm bu planlarımı öteledi. Yazının başlığı "Olgunluğun Kıymetli Zamanı"… Yazıyı 1893-1945 yılları arasında yaşamış Brezilyalı müzikolog, şair ve roman yazarı Mário Raul de Morais Andrade kağıda dökmüş...

Önümüzdeki günlerde havalimanı konusunu muhakkak yazacağım. Döviz konusunu da işleyeceğim. Şimdi sizi sözünü ettiğim yazıyla başbaşa bırakıyorum.

 

OLGUNLUĞUN KIYMETLİ ZAMANI

Olgunluk tezahür etmeye başladığında, yıllarımı saydım ve bundan sonra, yaşadığımdan çok daha az zamanım kaldığını keşfettim.

Kendimi, bir şekerleme paketi kazanmış küçük bir çocuk gibi hissediyordum: Önce büyük bir zevkle ve iştahla yedim, ama azalmaya başladıklarını bir kez hissedince, şimdi teker teker, tadını çıkararak yiyorum.

Artık yasaların, kuralların, uygulamaların ve yönetmeliklerin tartışılıp durduğu ve hiçbir işe yaramayacağını bildiğim sonsuz toplantılara ayıracak zamanım yok.

Takvim yaşlarına rağmen hâlâ büyümeyen aptal insanlara destek olmak için de zamanım yok.

Vasatlıkla uğraşmak için de zaman ayıramam.

Şişmiş egoların bulunduğu toplantılara katılmayı hiç istemiyorum.

Artık dalaverecilere ve çıkarcılara tahammül etmiyorum.

Başarılı olmuş insanların yerine geçmeye can atan, onlara ve eserlerine zarar vermeye çalışan şu kıskanç insanlara hiç tahammülüm kalmadı.

Üst düzey bir makam için yapılan kavgaların kötü sonuçlarına tanık olmaktan nefret ediyorum.

İnsanlar içeriğe değil, sadece başlıklara bakar oldular. Benim zamanım ise, başlıklarla uğraşmayacak kadar değerli artık.

Öz'ü istiyorum, ruhumun acelesi var. Pakette şimdi daha da az şekerleme kaldı..

İnsan onurunu ve gerçekleri savunan, sorumluluktan kaçmayan, başarılarından dolayı şişinmeyen, kendi yanlışlarına gülebilen, vaktinden önce "oldum" demeyen, insan olmayı anlamış insanlarla yaşamak istiyorum.

Asıl olan, yaşamı (yaşamak için) değerli kılmış eylemlerinizdir.

Yaşamın sert darbelerinden yumuşak bir ruh ile çıkmayı başarabilmiş ve başkalarının yüreğine dokunabilen insanlarla çevrili olmak istiyorum.

Evet, olgunluğun bana getireceği o doluluğu yaşamak için acelem var.

Elimde kalan tek bir şekerlemeyi bile yitirmek istemem. Şimdiye kadar yediklerimin hepsinden çok daha nefis olacaklar.

Amacım, sevdiklerim ve vicdanımla barış içinde ve yaşamdan da tatminkâr olmaktır.

Umarım sizin için de aynısı olur, çünkü her hâlukarda oraya varacaksınız.

Nasıl biraz olsun kendinize gelebildiniz mi? Öyleyse iş başına… Çünkü başka Akhisar yok!

Bugünlük de bu kadar!

Sağlıcakla Kalın, Akhisar’sız Kalmayın!