Konkordato ekonomi ve hukuk alanında kullanılan, dilimize İtalyanca’dan geçen bir sözcük. Türkçe Büyük Sözlüğe göre iki anlamı var. İlki Anlaşmalı İflas. İkinci anlamı ise: Papalık makamıyla başka hükümetler arasında yapılan anlaşma.
Biz birincisiyle ilgileniyoruz.
Furya sözcüğü de İtalya’dan gelmiş. “Olağandan çok fazla bulunma durumu” anlamını taşıyor.
Konkordato kelimesinin yabancısı değiliz aslında. Ülkemizi yönetemiyenler sayesinde son günlerde sıklıkla da karşılaşıyoruz.
Ülkenin en büyük beyaz et, yumurta ve yem üreticisi 55 yıllık Keskinoğlu geçtiğimiz günlerde konkordato ilan etti. Firmanın, bu öteleme talebi daha sonra iki ay uzatıltı.
Sonra iş furyaya dönüştü.
Lider ayakkabı, çanta, aksesuar markası Hotiç, 80 yaşında konkordato ilan etti. 50 mağaza ve 400 çalışanla hizmet veren ayakkabı markası Beta, yarım asra yakın süredir faaliyet gösteren ve alanının en büyüklerinden olan Eminiş Ambalaj, ünlü kebap zinciri Kaşıbeyaz ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü‘nün İtalyan ortağı Astaldi konkordato ilan eden son firmalar.
***
Konuyla ilgili ilginç bir de soru atıldı ortaya: Şahıslar da konkordato isteyebilir mi? Bazı Yeminli Mali Müşavirler, borçlu olmanın konkordato talep etmek için yeterli olduğunu savundu. Kanunda mağaza borcu, banka borcu, kredi kartı borcu gibi bir ayrıma gidilmediğini öne sürdüler.
Ama bunu tehlikeli bulan, karmaşaya yol açacağını söyleyenler de çıktı. Karmaşa yaratır diyenlerin esas korkusu, vergi borçları. Çünkü Gelir İdaresi Başkanlığı, 31 bin 56 kişi ve kuruluşun 1 milyon TL’nin üzerinde vergi borcu olduğunu açıkladı. Listenin ilk 100 sırasında yer alanların toplam vergi borcu ve cezası 30 milyar TL’nin üzerinde.
Bağzı (!) danışmanlar haklı, vergi borcu olan bu kişilerin konkordato istediğini düşünün!
***
Aslında firmaları bırakın ülkemizin durumu da iç açıcı değil! Borç içinde yüzüyoruz. Ne kadar olduğu sorusu karışık. Ama şu bir gercek ki, Türkiye'nin brüt dış borcu 31 Aralık 2017 itibarıyla 453,2 milyar dolar, net dış borç ise 291,2 milyar. Türk Lirası'nın aşırı değer kaybetmesi, piyasadaki nakit sıkıntısı, faiz politikası, firmalar gibi ülkemizi de etkiliyor. Dış ve iç borçlarımızı döndürmekte zorluk çekiyoruz.
10 gün kadar önce, Yeni Ekonomi Programını anlatan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, üç gün önce, değişim ile ilgili yeni bir birim kurduklarını açıkladı. Albayrak, “Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek” dedi.
McKinsey işletmelere, kamu kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına yönetim danışmanlığı hizmeti veren ABD merkezli uluslararası bir firma. Yani, Türkiye konkordato ilan etmedi ama, hazinesi ile maliyesini dış güçlere teslim etti.
Bunun ne demek olduğunu, Duyun-u Umumiye’yi bilenler ya da hatırlayanlar daha iyi değerlendirecektir.
Hayırlı olsun!
Bugünlük de bu kadar…
Sağlıcakla Kalın, Akhisar’sız Kalmayın!