Duymuşsunuzdur, zeytinliklerimiz kurtuldu.
Zeytinliklerimizi, Meralarımızı talana açan yasa tasarı geri çekildi.
Ama yine de korkulu rüya görmemek için uyanık olmalıyız. Tasarı geri çekilirken bile, komisyon toplantısında konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Ben tekrar tekrar getirdiğimiz maddedeki sistemde bir yanlış ve kusur bulunmadığına inandığımızı ifade etmek istiyorum. Bu ihtiyaç giderilmediği sürece bu yasa bundan sonra 17 defa, 27 defa gelebilir. Dönmüyor desek de dünya dönüyor” dedi.
Bu sevindirici gelişmenin dışında depremler hız kesmedi. Ege denizi kaynaklı sarsıntılar Batı illerimizin çoğunda duyuldu ve endişe yarattı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Utku; "İzmir çevresinde gerçekleşen bu deprem, Türkiye’nin yeraltı mimarisi ile örtüşen bir deprem. Yani Ege halkı bu tarz depremler konusunda hazırlıklı olmalı.” dedi ve ekledi: “Depremin tek çözümü depreme dayanıklı konut mimarisi geliştirmektir. Bulunduğumuz coğrafyada halkın her zaman depreme hazırlıklı olması ve bilinçlenmesi gerektiğini unutmamalıyız."
Doğru söze şapka çıkartmaktan başka yapacağımız yok…
Bu arada, Manisa’da da Devlet Baba’ya emanet edilen askerlerimiz üçüncü kez(yanlış anımsamıyorsam biri Kırkağaç’ta oldu) zehirlendi…
Zamanımızda, birlik komutanları yemeklerin tadına bakar, erat ondan sonra o yemekten yerdi. Günümüzde bu usul ortadan kalktı mı?
Haberlerde yemek şirketlerinden söz ediliyor… Yemekler artık birlik mutfaklarında yapılmıyor mu?
Aslında ne olduğunu anlamış değiliz…
***
Ülkemiz, dün tüm dünya ile birlikte “Babalar Günü”nü kutladı.
Malum Babalar Günü de kutladığımız bir çok gün gibi Amerikan icadı.
Bir Amerika İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, 1910 Anneler Günü’nde Washington’da vaaz dinlerken, İç Savaş gazisi ve kendisiyle beş erkek kardeşini (anneleri doğum sırasında öldüğü için), tek başına yetiştirmeye çalışan babasını düşünerek Babalar Günü kutlanmasını önermiş, öneri kabul görmüş, birçok girişim sonucu Babalar Günü’nün resmen tanınması 1972’de gerçekleşmiş…
Kısacası bizim o tarihe kadar böyle bir günümüz yoktu.
Benim için en anlamlısı 15 Haziran 2008… Çünkü doğum günüm ile Babalar Günü aynı güne denk gelmişti…
Ne alakası var demeyin?
Doğumunla ilgili yaşamım boyunca şu tekerlemeyi söylemişimdir.
“Akhisar’da, 1944 yılı Haziran ayının 15’nde, çarşambayı perşembeye bağlayan gece, saat birde yüznumarada doğmuşum”
Çevremdekiler hemen dikkat kesilir. “Yüznumara mı?”
Fazla uzatmadan evet “100 numaralı evde” yanıtını veririm…
Yani Akhisar’da, Tepemezarından İstasyona giden caddede 100 numaralı evde doğmuşum…
Yıkılalı çok oldu… Akhisarda oturduğumuz 3 ev de yıkıldı …
Bu yazdıklarımı aklıma düşüren ise Akhisar Press’de çıkan bir haber.. “Özel Doğuş Hastanesi’nde 26 haftalık ve 760 gram dünyaya gelen ve yeni doğan yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veren Uyar bebek, 3 kilo 710 grama yükselerek sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.”
Mutluluk verici bir haber. Tanrı Uyar bebeğin yaşamını başarı, sağlık ve varlıkla doldursun. Analı babalı büyüsün.
İlgisi ne?
Ben de 73 yıl önce 7 aylık olarak, yani tıp diliyle premature olarak ayak basmışım yaşama.
Ebem(daha sonra elini öptüm ancak, şu an adını anımsamıyorum), babama, “Yüzbaşım bu yaşamaz.” demiş. Yanıt: “Canını sen mi verdin? kes göbeğini kundakla,” olmuş...
O günlerde küez yok, yeni doğan ünitesi hak getire…
Annemin olağan üstü gayretiyle, el kadar bir et parçasıyken, haziran sıcağında, sıcak su şişelerinin üstünde, 5 altı kat battaniyenin altında geçen aylardan sonra tosun gibi bir çocuk olup çıkmışım.
Hayatta kalmam, yaşama tutunmam Akhisar’da erken doğum yapanlara örnek olmuş.
Eh öldürmeyen Tanrı öldürmüyor işte...
Anlıyacağınız, ismim erken doğduğum için “Erdoğan”.
***
Türk Dil Kurumuna göre “Baba” bir isim. Kurum, “Baba”nın anlamını 13 madde altında toplamış...
1. (isim) Çocuğu olan erkek, peder
2. Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek
3. Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme
4. Çatı merteği
5. Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse
6. Anlayışlı, iyi huylu erkek
7. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı
8. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse
9. Ata
10. (sıfat) Çok kaliteli, üstün nitelikli
11. Tarikatların bazısında tekke büyüğü
12. Bu gibi kimselere verilen unvan
13. (denizcilik) Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme…
***
“BABALARRRR”ın anlamları böyle. Yaşamımda bu tariflere uyan tüm insanları da eşyaları da gördüm ve tanıdım… Ama ilk sırayı “Canını sen mi verdin? kes göbeğini kundakla,” diyen atama veriyorum. Babalık dediğimiz tam böyle birşey…
Sağlıcakla kalın, Akhisar’sız kalmayın!