Bu sözcüğü hiç sevmem!
Bana, nesneleri, olayları, kişileri, toplulukları ve fikirleri “ayırdığı” ya da “bulma” eylemini anımsattığı için bu kelimeden hoşlanmam. Çağrıştırdığı “mesafe” kavramı beni sinirlendirir ve rahatsız eder...
Ancak, insan bazen sevmediği işleri yapmak mecburiyetinde kalıyor. AkhisarPressHaber’deki yazılarımı hiç aksatmak istemediğim hâlde, “ara” vermek zorunda kaldım. Demek ki insanoğlu “büyük lokma yemeli büyük söz söylememeli”...
“Uyumsuzluğun Temeli” adını taşıyan son yazım 29 ocak 2018 tarihini taşıyor. … Ondan sonraki 6 pazartesi köşem boş kalmış. Mazeret de bildirmemişim.
Bunun inanılmaz bir hata, okuyucuya karşı büyük saygısızlık, en hafifinden şımarıklık olduğunu biliyorum. Ancak özürümü okumanızı, ona bakarak fermanınızı vermenizi, cezamı kesmenizi diliyorum. Çünkü “Önce İnsanım, Sonra Gazeteciyim”...
***
1 Şubat 2018 günü kardeşlerin en büyüğü olan ablam Zühre Huriye (Varol) Kalkan’ı kaybettim. Haberi İzmir’de aldım. Yiğenim Ümit Kalkan böyle paylaşmıştı haberi...
"Sevgili annem bugün, uzun zamandır çekmekte olduğu acılardan kurtularak sonsuzluğa yürüdü... Her zaman arzu ettiği gibi, son nefesini evinde, sevdiği insanların yanındayken huzur içinde verdi... Huzur içinde, nurlar içinde uyusun... Tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.”
Tam Spor Toto Akhisar Stadyumunu görmeye, Akhisardaki arkadaşlarımı ziyarete niyetlenirken yolumu İstanbul’a çevirdim…
***
Zühre Huriye (Varol) Kalkan’ın 1925'de başlayan yaşamı, 2018 Şubatının 1’inde nihayetlendi.
Yüzbaşı Mehmet Tahir Varol (1942-1946 arası Akhisar Garnizon ve Havaalanı Komutanı) ile Safiye Varol'un 4 evladının ilki, yani kardeşlerin en büyüğüydü. 9 Çocuk, 10 torun ve 3 torun çocuğu sahibi olan ablam, çocuklarının tümü üniversiteyi bitirdikten sonra, torunuyla birlikte sınava girerek Açık Öğretim Ev İdaresi Bölümü’nü kazanmış, iki yıllık bu lisans programını tamamlamış, ve 69 yaşında diplomasını almıştı.
Barış Manço, Altan Aşar, Fatih Altaylı, Pınar Altuğ’un TV programlarına katılarak fikirlerini söylemişti. Bu arada bazı gazetelerin sayfalarında da yer almıştı. Çocukları ve ailenin "Entel Huriye”siydi...
En önemlisi, Atatürk ve Cumhuriyet Türkiye’sinin uslanmaz bir aşığı, korkusuz bir neferi, devrimlerin yılmaz bir bekçisiydi.
Onu 2018 şubatının 2’sinde hakka teslim ettik. Bugün tam kırk gün oldu.
***
İşte bu nedenle 5 şubattan beri yazamıyorum. Bu arada, yazacak çok şeyin de biriktiğinin farkındayım. Önümüzdeki pazartesiden itibaren karşınızdayım.
Ancak izin verin bu salı, Zühre Huriye (Varol) Kalkan’ı ve geçmiş büyüklerimi, siz bu satırları okurken, kendimce, rahmet ve özlemle yadedeyim. (Bilen bilir…)
Sonra yeniden Akhisar’a ve aranıza döneceğim… Çünkü başka Akhisar Yok…
Sağlıcakla kalın, Akhisar’sız Kalmayın!