SABİLER
Başı dik ayakları üzerinde yıllarca durabilme mücadelesi veren dünya kadınları kendi yaşadığı toprakları üzerinde hep tenkit konusu oldular. Sosyal ve ekonomik alanda hep önleri kesildi. Irk, din; Siyasi ve kültürel ayırım içinde kalan kadınlar toplumlarında hem köle oldular hem stres makinesi. Kadın olmak suçtu. Toprağa gömerek taşlayarak onu yaşayan bir ölü yaptılar.
Çocukluğundan başlayarak tarlada her sektörde erkek işini yaptı dünyanın ağır işçileri.
Kadın olma adına ona bir çok kitap da yazıldı. Nene Hatun oldu. Halide Edip Adıvar oldu. Şiir oldu. Roman oldu. Leyla oldu; Şirin oldu. Öyle zaman geldi ki Notre Dame kanburunu dünyanın en mutlu erkeği edecek nazende, bazen de önüne dünyaları sersen elinin tersiyle itecek kadar müşkülpesent. Kadının bir aklı erkeğin dokuz aklı vardı. Saçı uzun aklı kısa yakıştırması da ona yapıldı.
En yüksek liyakati kadına veren, ona cenneti ana olabilme vasfıyla müjdelemişti.
Doğu Türkistan da çinli kolluk kuvvetleri tarafından zorla kürtaja tabi tutuldu ana olmak isteyenler…
Sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin demişti güya atasözleri.
Şimdi bakıyoruz medeni, demokrat, özgürlükçü geçinen dünya ülkelerine acaba kaç kadın lider konumda! Yok denecek kadar az.
Kadınları araç önlerinde ekonomik amaçlı kullanan, reklam aracı yapan erkek nesli yüzyıllardır kadına kadınına sahip çıkamadı. Çıkmadı. Onu soydu soğana çevirdi. Bir çok şekilde kadın gelir aracı oldu.
Kadında yaradılış itibarıyla yoktan var etme becerisi varken ne imkan verildi nede fırsat. Çocuk yaşta başları örtüldü, çocuk yaşta başlık parası için evlendirildi. Şu anda hala kız çocuğu oldular diye okula gönderilmiyor bu sabiler.
Hala doğuda güneydoğuda iki kadından birisi okuma yazma bilmiyor. Kadının geleceği ipotek altına alınmakta kadın tamamen toplumdan men edilmekte adeta. Yasal yaptırım güçleri hareket edememekte. Böylece aile içi kültür ve sosyal etkinlikler, yasal yaptırımların etkin olmaması yüzünden gerekli desteği kadına verememekte. Kadınlar çağın getirdiği çağdaş uygarlık ve teknolojiden göz göre göre uzaklaştırılmakta. Toplumsal ve de sosyal hayat içinde gerekli eğitim desteğini alamayan kadınlar gelecek nesillere bilinçli ve kültürlü evlat yetiştirememekte.
Dünya çocuklarının, gelecek nesillerin garantisi olarak kız çocuklarının anne olma özelliklerinden dolayı mutlaka eğitim alabilmeleri sağlanmalı. Ekonomik, yasal, fiziki imkanların harekete geçirilerek tüm yaptırım güçleri kullanılarak, evrensel bir kalkınma planı hazırlanmalı. Gerek dünya çocuk hakları bildirgesini uygulanır konuma getirerek gerekse çocuk hakları örgütlerini aktif çalışmalar yapmaya zorlayarak her türlü olanaksızlıklara sebebiyet veren oluşumlar dünya üzerinden yok edilmeli. Tüm insanlık tüm sivil toplum örgütleri (STK) geleceğimiz olan çocuklarımız için yapıcı projeler üretmelidir.
Kadın toplumun aynasıdır sözünden yola çıkarak gelecek maddi ve manevi yaptırımlarla mutlaka kadına endekslenmelidir.
SABAHAT UZUN
SU.