558 yıl… Dile kolay.
 
15. yüzyıldan bu yana Akhisarlılara özgü bir bayram niteliğinde gerçekleştirilen Çağlak Festivali’nde, Akhisar halkı sabahın erken saatlerinde hazırladıkları yiyecekleri de yanlarına alarak, mesire alanlarına akın ederlerdi. Akşam saatlerine kadar yenir-içilir, genç kızlar ve delikanlılar en yeni ve güzel elbiselerini giyip adeta görsel bir şölen düzenlerlerdi. Tüccar ve çiftçiler Akhisar’a özgü mal ve ürünlerini açtıkları sergilerde satışa çıkarırlardı…
 
Annemizden, babamızdan, dedelerimizden dinlediğimiz öyküler, anılar, hatıralar her daim yüzümüzü güldüren şeylerdi.
 
O günler ne güzel günlerdi…
 
Sahi geçmişten bahsetmişken “558. Çağlak Festivali” ne zaman yapılacak?
 
Şu an yapılanın adı ne oluyor bilmiyorum ama Akhisar halkı “gerçek” Çağlak Festivali’ni bekliyor.
 
Görüyoruz ki, bir “kültür festivali” olarak ortaya çıkan Çağlak, her geçen yıl daha da ticari bir misyona bürünerek, yapaylaşıp gözlerimizin önünde eriyip gidiyor.
 
Çok değil, 90’lı yılların sonları…
 
Benim çocukluğumda kitap satıcılarından bol stant yoktu. O günlerdeki gibi, birbirine poğaça çay ikram eden yerel satıcılar, parkta gitar veya saz çalıp şarkılar-türküler söyleyen gençler de kalmadı.
 
Bugün geldiğimiz noktada Akhisar Gölet alanındaki 20-30 stant dahi maalesef doldurulamadı.
 
Yüzlerce stantın olduğu, onlarca okul kermesinin yemekler yapıp dağıttığı, yöresel ürün satan sanatçıların, müzisyenlerin, “oda ve derneklerin” bile yer aldığı yılların ardından, bugün 3-4 dakikada gezilebilen stantların neredeyse tümünde penyeci ve milyoncular yer almakta.
 
Çağlak Festivalini canlı tutmak ve geliştirmek için hiç emek verilmediği çok ortada.
 
Festival böyle devam ederse sadece geçmişteki güzel günlerin anılarında hatırlanacak.
 
558 yıldır süren emanetin vebali kim bilir kimlere kalacak…