Ey iman edenler!Kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. ( Tahrim 6)
    
Sosyal yaşamımız da bazı alan ve konulara ne kadar emek verilirse değerdir. İnanıyoruz ki aile ve çocuk eğitimi bu alanların başında yer alır.Toplumsal mutluluğun, gelişmenin,üretmenin yolu değerlerle şekillenen bilinçli,sağlıklı aile ve onun yetiştireceği bireylerden geçer.Bu sağlıklı ailenin oluşabilmesi,çocuk eğitimiyle ilgili sağlıklı bir eğitim anlayış ve bilincine sahip anne ve babaların varlığına bağlıdır.


İçerisinde yaşadığımız sosyal,kültürel ve ekonomik şartların Müslüman ailelerin  dayandığı/beslendiği değerleriyle çatıştığı bir ortamı taşıyor olması,böylesi bir problemin atlanmayacak derecede ciddiyet arz ettiğini ortaya koymaktadır.Evden dışarı gönderdiğimiz çocuk,başkalaşarak eve döndüğünde bu bizi ürkütüyorsa,bir anne baba olarak bu durum,üzerinde düşünmemiz ve harekete geçmemiz gereken toplumsal bir sorumluluk olduğu gerçeğini bize hatırlatmaktadır.

Dünyamızın,tüm yönleri ile ekolojik,kozmik,psikolojik,kültürel ve ahlaki değerler  açısından kirletildiği bir gerçektir.Söz konusu kirletme çabalarının bizleri şekillendirmeye,bedenimizi,ruhumuzu ve yüreğimizi teslim almaya yönelik,teslimiyetimizi ve samimiyetimizi sınamaya yönelik oluşturulan hesaplara karşı,bir Müslümanın inancın da nimet olarak kabul edilen tüm değerleri,bedenimizi,neslimizi,kültürümüzü koruma bizler için vazgeçilmez bir görev olmalıdır.

Çocuk ve Terbiye sözcükleri başlı başına sorumluluk ve çaba çağrıştırmaktadır.Nitekim,çocuk,yaşamın doğuştan ergenliğe kadar süren dönemini yaşayan varlık; terbiye ise,çocukların kendi kendilerine ulaşamayacakları şeyleri görmek,duymak ve yapmak tarzlarını onlara kabul ettirmek için icra olunan sürekli bir çaba olarak tarif edilmiştir.Aynı şekilde”çocuk eğitimi”tabirini tanımsal açıdan açtığımızda gene aktif bir sorumluluk duygusunu gerektirdiğini görebiliriz.Çünkü çocuk eğitimi demek;çocuğa çevresine uyumlu,sorumlu ve saygılı davranış yollarını(disiplinini)gösterip,çocuğu  kişiliğini ve yeteneklerini en iyi şekilde geliştirmesine imkan sağlamak demektir.

Çocuk eğitiminde her şeyden önce kendi gerçeğimizi iyi bilmeliyiz.İnsanın kendi gerçeği de günlük hayatın çalışmaları,ıstırapları ve sevinçleridir.Bütün bu durumları ile bu dünyadan geçmekte olan insanın kendisidir.Mehtapta dolaşan romantik genç, bebeğine gülümseyen anne,tarladaki çiftçi,büroda çalışan memur,fabrikadaki işçi,bir zamanlar bizim de olduğumuz gibi yeni doğan bebek,yine bizim de olacağımız gibi cansız bir ceset…Kuşkusuz biz de bu tabii yaşam tarzının bir parçası olarak,kendimizi soyutlamadan yaratılış gayemize uygun ve vicdanımızın sesine kulak verecek kuşakları yetiştirebilme kararlılığını gösterebilmeliyiz;çocuklarımıza daha iyi bir dünya kurmala rını önleyen engelleri ortadan kaldırabilmek için elimizden geleni yapmalıyız.Çünkü çocuk,her yetişkin insanın kaçınılmaz mazisi ve varlığını devam ettirecek her toplumun mukadder geleceği olarak da ferdin ve topluluğun maddi yapısını,yaşama ve başarma gücünü, manevi ve fikri değerlerinin bütününü tesir altında bulunduran kuvvetleri içinde taşıyan bir güçtür. Bu güce anlam kazandırabilecek sorumluluk duygusundan kaçmanın kendimize yakışmayan bir duruş olduğunu unutmamalıyız.

Netice olarak,çocuk eğitimi,hayatımızın bir parçasıdır.Gereken emek ve bedel,netice sine bağlı olarak,yaşayacağımız hazları bir bütün halinde kendi realitemiz olarak göreceğiz.Nitekim meşhur eğitimci Pestalozzi,çocuk eğitimini çiçek yetiştirmeye benzetmiştir. Yetiştirici toprağı toprağı kazıp tohumu eker,filizlenmesi için gereken koşulları sağlar ve bekler.Yeşeren bitkiyi,kötü dış etkilerden korur.Zamanında sular,gübreler,toprağı çapalar asalak otları ayıklar. Kısaca bitkisine sevgi ve özenle bakar.Ama ne çok dokunup örseler ne de başıboş bırakıp kurutur.Çocuk yetiştirmekte bir bakıma bu denli sade,ama beceri    isteyen bir iştir.Her şeyden önce ilgi,özen ve sağduyu işidir.C.G.Salzmann,bu gerçeği şöyle dile getirir:”İyi bir çocuk yetiştirmek hazineler dolusu servetten daha değerlidir. çünkü,bunlar yaşayan hazinelerdir.Çocuklara iyi davranıp sevgilerini kazanırsak,fikirlerimiz, ideallerimiz gelecek nesillere aktarılacak ve bizler her nesilde yaşayacağız demektir.”