Manisa'da Turgutlu Belediyesi'nin davetiyle ilçeye gelen deprem bilimci Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, ‘Türkiye'nin Deprem Kuşakları ve Turgutlu'nun Fay Hatları' konulu söyleşide deprem konusunda hem ilçe hakkındaki görüşlerini hem de yapılması gerekenleri anlattı.
Prof. Dr. Ercan, söyleşi öncesinde ‘Korkma' isimli kitabını imzalayarak, kitabın gelirinin depremzede ailelere ulaştırılacağını ifade etti.
“İYİ ŞEYLERİ SİYASİLER YAPIYOR DA KÖTÜ ŞEYLERİ YARADAN MI YAPIYOR”
Turgutlu Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşide sözlerine “Biz bir yerlerde hata yaptık” cümlesiyle başlayan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 6 Şubat tarihinde yaşanan yıkıcı depremin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘kader' açıklamasını üstü kapalı olarak eleştirdi.
Prof. Dr. Ercan konuşmasında ilk olarak şu ifadelere yer verdi: Biz bir yerlerde hata yaptık ve hata yapmayı sürdürüyoruz. Ben 53 yıldır depremle uğraşıyorum. İlk gördüğüm deprem 1970'deki Gediz Depremiydi. Gediz depreminde ben o zaman üniversitede deprem bilimi asistanıydım. Ege Türkiye'nin en varlıklı bölümüdür. Gediz depreminde oradaki yoksulluğu gördüm. Çaresizliği gördüm. Üzüldüm. O zamanlar da halk depremin nedenini dine bağlıyordu. ‘Tanrı'nın gazabı. Çünkü biz hatalar yaptık. Bizi vurdu' diyorlardı. ‘Herkes deprem kaderimizdir. Ölüm zaten kaderimizdir' diye köylü bize bunları söylüyordu. Yıl 2023 oldu. Siyasiler de şimdi bunu söylüyor. ‘Kaderdir. Takdiri ilahi' diyor.
Hangi yaradan vardır ki yarattığını öldürmek için yaratsın. Neden iyi takdiri Japonya veya başka bir ülke kullanmıyor da hep kötü takdiri Türkiye kullanıyor. 1999 yılında ölen 17 bin 400 kişi için neden takdirini kullanmıyor. İyi şeyleri siyasiler yapıyor da kötü şeyleri yaradan mı yapıyor? Artık bunlardan uzaklaşmamız gerekiyor. Deprem, güneşin doğması ve kışın gelmesi gibi doğanın bir olayı.
Eğer deprem olmasaydı Gediz ırmağı, Turgutlu'nun verimli arazileri olmazdı. Ormanlar olmazdı. Kullandığımız suyu içemezdik. Deprem niye hatalı olsun ki. Deprem işini yapıyor. Sen orada kendi işini yaparken ona uyumlu olarak yaşamını sürdüreceksin. O zaman depremin geleceğini bile bile sağlam yerde, sağlam evde niye oturmuyoruz.
DEPREMİ AFETE ÇEVİREN 3 NEDENİ SAYDI
Prof. Dr. Ercan konuşmasının ikinci kısmında Türkiye'nin bir deprem kuşağı içerisinde olduğunun altını çizerek, depremi afete çeviren 3 önemli nedeni sıraladı.
Prof. Dr. Ercan sözlerine şöyle devam etti: Depremi afete çeviren en büyük nedenler yönetimsizlik, ekonomik güçsüzlük ve eğitimsizliktir. Eğer bunlardan birisi gerçekleşmişse depremin adı ölüm olur. Dolayısıyla Türkiye'de son yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremde bu maddelerden bir tanesi değil, üçü birden gerçekleşti.
Deprem bölgesine gidip yaptığımız incelemelerde şunu gördük ki enkaz altına kalanlar dar gelirliler ve yoksullardı. Şimdi onlar çadırlarda ve konteynerlerde kalıyorlar. Bu deprem Türkiye tarihinin en büyük depremi. Bize göre bunun büyüklüğü 7.9 olsa da halen ısrar ediyorlar 7.7 diye. Yıkım derecesi ise 12'dir.”
“TURGUTLU'DA 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLİYORUM”
Söyleşi öncesinde Turgutlu ilçesinde çeşitli incelemelerde bulunduğu ve ilçenin büyük bir kısmının Gediz Ovası üzerindeki eski tarım arazileri içerisine kurulduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan, ilçedeki 7 büyüklüğündeki depremin en son 1862 yılında yaşandığına dikkat çekti.
İlçede yaptığı incelemelerde bazı yapılardaki yanlışlıkları da gözler önüne seren Prof. Dr. Ercan konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Turgutlu'da olabilecek en büyük deprem büyüklüğü 7'dir. Turgutlu'nun çarşı alanındaki kesim eski bir tarım alanıdır. Unutmayalım ki deprem mutlaka tarım alanları da yıkar ve yok eder. Kalıcı bir çözüm bulunabilmesi için ilçeyi güneye doğru kaydırmanız gerekiyor. Dağlara doğru zaman içinde taşımanız gerekir. Çünkü günü geldiğinde tarım alanına yapılmış olan yapılar yıkılacaktır. Bu işin şakası yok.
Turgutlu'da en çok 7 şiddetinde bir deprem olmasını, aşağı yukarı 35 saniye sürmesini bekliyorum. Turgutlu'yu söyleşi programından önce gezme fırsatım oldu. Beğendiğim ve beğenmediğim yapıları gördüm. Kentte, yapı temel derinliği 80 cm ile 1 metre arasında yapılar gördüm. Bunlar intihar evler, bu binaların bir an önce saptanması gerekiyor. Yeni binalarda zemin katılana sadece kolonların olduğu garajların yapıldığını gördüm. Bu çok sakıncalı. Duvarlar yok.
Duvarlar olası bir depremde yüzde 15'lik gücü taşır. Zemine garaj yaparak o gücü ortadan kaldırıyorsun. Olası bir depremde göçer. Garaj olacaksa bodrumlu ve yerin altında olsun. Sayın başkan buna müsaade etmeyin. Deprem ne kadar büyük olursa sarsıntının süresi de o kadar olur. Sarsıntı süresi ne kadar uzarsa yıkımda o kadar fazla olur. Bu nedenle bir an önce yapılarınıza güçlendirme çalışması yaptırın. Bunu için bir kaynak yaratın. Turgutlu'da depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Bir an önce yapılarınızı denetleyin. Biz bilimcilerde her zaman sizin hizmetinizdeyiz.”
Deprem bilimci Prof. Dr. Ercan söyleşinin sonunda depremde binaların neden yıkıldığı, deprem konusunda nasıl önlemlerin alınması gerektiği konusunda katılanları bilgilendirdi. (Kaynak: Sözcü)